MERDİVEN KÖYÜ BULUŞMA NOKTASINA HOŞGELDİNİZ
  Cuma Namazı
 

Cum'a Namazı Nasıl Kılınır?


Cuma Namazı tek başına kılınmaz. Öğle vaktinde cemaatle kılınır.

Öğle ezânı okununca,

Hemen dört rek'at Cum'a namazının ilk sünneti kılınır.

Niyet ederken "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya" denilir.

Bu namaz aynı öğle namazının sünneti gibi kılınır. Yani bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.

İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur. Son oturuşta "Etteahiyyatü, Allahumma Salli, Allahumme Barik, Rabbena duaları okunur.

Sonra, câmi' içinde, ikinci ezân okunur.

Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.

Hutbe okunurken cemâ'atin namaz kılması ve konuşması harâm olur. Hatîb efendi duâ ederken, cemâ'at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir. Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır. Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.

Sonra, cemâ'at ile iki rek'at Cum'a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.  Niyet ederken şöyle denilir: "Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama""

Sonra, dört rek'at son sünneti, Niyeti şöyledir: "Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya". Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır.

Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.

Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: "Niyet ettim edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına.  

Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namazı şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur.; kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.

Bundan sonra, iki rek'at vaktin sünneti kılınır. "Vaktin sünnetine" diye niyet edilir.

Cum'a sahîh olmadı ise, bu on rek'at, öğle namazı olur.

Bundan sonra, Âyet-el-kürsî ve tesbîhler okunup, duâ edilir.


Âyetel Kürsî


بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

اَللهُ لآ اِلَهَ اِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَاْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَهُ مَا فِي السَّمَوَاتِ وَمَا فِي اْلاَرْضِ مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ اِلاَّ بِاِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِ اِلاَّ بِمَا شَآءَ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَوَاتِ وَاْلاَرْضَ وَلاَ يَؤُدُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ (255)


Meali

Rahmân ve Rahîm olan Allahın ismi ile.

Allah, kendinden başka hiçbir ilâh yokdur. (O), Hayy ve Kayyûmdur. Onu ne bir uyuklama, ne de bir uyku tutabilir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Onundur. Onun izni olmadan, nezdinde kim şefâ’at edebilir? O (yaratdıklarının) önlerindeki ve arkalarındaki gizli ve âşikâr her şeyi bilir. Onun ilminden, yalnız kendisinin dilediğinden başka hiçbir şey kavrayamazlar. (Mahlûkatı). Onun kürsüsü gökler ve yeri kaplamışdır. Bunların (yerin ve göğün) koruyuculuğu Ona ağır da gelmez. O, çok yüce, çok büyükdür.
 
  TOPLAM 51188 ziyaretçiUĞRAMIŞTIR  
 
--------------------------------- ----------------------------------- ZİYARET ETTİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER------------------------- Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol